Skip to content
Sindirella Kompleksi - Psikoloji Saati

Sindirella Kompleksi Nedir?

Bu yazıda, Sindirella kompleksi nedir sorusunu cevaplandıracağımız. Çocukken dinlediğimiz masalları hatırlar mısınız? Özellikle Sindirella… O masum, güzel, ezilen ama sonunda prensin onu bulup kurtardığı o muhteşem hikâye. Peki ya büyüyüp de fark ettiniz mi? Gerçek hayat bir masaldan çok daha karmaşık. Prensler bazen geç kalır, bazen üstünüzden geçer gider; bazen de bir prensi beklemek hayatınızın çok önemli yıllarını kaybetmenize neden olur.

İşte psikoloji dünyasında ‘Sindirella Kompleksi’ tam da bu noktada devreye girer. Psikolog Colette Dowling tarafından literatüre kazandırılan bu kavram, kadınların bilinçaltında barınan “birinin gelip beni kurtarması gerek” inancına dayanan bir davranış örüntüsünü tanımlar. Kadın, kendisini yeterince güçsüz hisseder ve hayatın sorumluluğunu bir başkasına bırakmak ister. Adeta gizli bir prensi bekler. Bu durum, toplumsal cinsiyet rolleriyle beslenir; çükükten itibaren “bir gün sana uygun olan gelir” masallarla, filmlerle, sözlerle zihnimize kazınır.

Sindirella Kompleksi, sadece romantik ilişkilerde değil, iş hayatında, arkadaşlık ilişkilerinde ve kişinin kendi hayatını düzenleme konusunda da kendini gösterir. “Ben tek başıma başaramam,” ya da “Birisi benden daha iyi karar verir,” gibi düşüncelerle hayatımızı şekillendirmeye başlarız. Bu aslında bir kaçış davranışıdır; kendi gücümüzün farkına varmak yerine sorumluluğu devretmeyi tercih ederiz. Ancak bunun bedeli çok büyük olabilir: kendi hayatımızın kontrolünü kaybetmek.

Peki, ne yapabiliriz? Sindirella Kompleksi’nden kurtulmanın ilk adımı farkındalık. Kendinize şu soruları sormaya başlayabilirsiniz:

  • Hayatımda hangi alanlarda sorumluluğu başkalarına devrediyorum?
  • Üstesinden gelemeyeceğimi düşündüğüm durumların temelinde hangi korkular var?
  • Kendimi ne kadar güçlü hissediyorum?

Unutmayın, Sindirella’nın masalı bir metafordu ve çocukken bize güzel geldi, çünkü her şeyin yoluna gireceğine dair bir umudu temsil ediyordu. Ama hayatınızda bir prense ihtiyacınız yok. Siz zaten hayatınızın kahramanı olmak için yeterince güçlüsünüz.

Psikoterapi süreci ise bu yolculukta bir rehber olabilir. Kendi potansiyelinizi keşfetmek, ayakta tek başınıza durabilmek ve hayatınızın sorumluluğunu almak için ihtiyacınız olan gücü bulmak mümkün. Sindirella’nın camdan ayakkabısı yerine, önünüzdeki yolu yürümek için kendi ayakkabınızı seçme vaktiniz geldi belki de.

Bu yazıyı okuyan herkese şöyle söylemek istiyorum: Siz yeterlisiniz, güçlüsünüz ve kimse gelip sizi kurtarmayacak çünkü buna ihtiyacınız yok. Kendi hikâyenizi siz yazabilirsiniz. Eğer bu yolda desteğe ihtiyaç duyduğunuzu hissediyorsanız bu linke tıklayarak başvuru formunu doldurun!

Back To Top